Sayfa Başına Dön

Yüzdeki Benler

Yüzdeki Benlere Dikkat!!!

Ben Tedavisi (Ben Aldırma)
Benlerinizi İhmal Etmeyin!

Vücudunda ben olmayan insan neredeyse yok gibidir. Bazı kimselerde tüm vücuda yayılmış irili ufaklı yüzlerce ben görülebilirken, bazı kimselerde çok daha az sayıda benle karşılaşabilmekteyiz. Hatta bazen kişiyi çok rahatsız eden bu benler birde bakarsınız ki bir başkasında güzelliğine güzellik katan adeta aksesuar gibi yerleşivermiştir, kimi zaman dudağa, kimi zaman burun kanadına sanki bir hızma misali. Peki, nedir benlerle ilgili bilimsel gerçekler birlikte gözden geçirelim.

Benler aslında vücudumuzda normalde de bulunan ve deriye rengini veren melanosit dediğimiz hücrelerin bir araya toplanarak oluşturdukları doku parçalarıdır ve aslında iyi huylu tümör dokularıdır. Doğuştan oluşabildikleri gibi sonradan hayatın belirli dönemlerinde oluşabilme özelliğine de sahiptirler. Benler çok farklı karakter ve şekilde karşımıza çıkabilirler, renkleri kırmızı, kahverengi, mavi veya siyah ve hatta bu renklerin karışımı şeklinde olabilir. Büyüklükleri ise birkaç milimetreden, neredeyse bütün bir sırtı kaplayacak büyüklüğe yani onlarca santimetreye değişebilir.

Hangi benler tehlikelidir?

Bir benin kansere dönme ihtimalinden söz ederken aşağıdaki kriterler göz önüne alınmalıdır?

» Mevcut bir benin renginde, boyutlarında, sınırlarında değişiklik olması, kanama yapması
» 6mm den büyük sınırları düzensiz, kahverengi-siyah benler
» Kahverengi-siyah bir benin renginde açılma olması
» Sık sık sürtünme, traş gibi etmenlerle travmaya maruz kalan benler
» Mavi – siyah – koyu kahverengi renkli benler
» Ailede cilt kanseri (melanom) hikayesi olması

Bu bulgular veya belirtiler mevcut olan kişi bu benler yüzünde ise mutlaka bir,yüz cerrahisiyle ilgilenen bir KBB Uzmanı,,Plastik Cerrahi uzmanı yada Dermatoloji Uzmanına başvurmalı, benler takibe alınmalı hatta şüpheli görülen benlerden gerekırse biyopsi alınmalı ve risk sıfırlanmalıdır.

Benlerin tedavisi kansere yol açar mı?

Bu inanışın hiçbir bilimsel dayanağı bulunmamaktadır. Hatta tam tersine yukarıda da belirtildiği gibi , benler alınmaz ise kansere dönebilmekte ve hızla yayılarak kişinin hayatına mal olabilmektedir. Sırf bu yanlış inanış nedeniyle pek çok hastamız çok geç kalmakta mevcut benleri kansere döndükten hatta yayıldıktan sonra bize başvurmakta, söz konusu benler alındıktan sonra patoloji sonucu kanser geldiği için de, sanki cerrahi müdahale nedeniyle kansere dönüşüm oldu gibi yorumlamaktadırlar. Asla bu söylentilere kulak asmamalı ve mevcut benler mutlaka bir uzmana gösterilmelidir.

Ben tedavisi) zor mudur?

Ben tedavisi zor bir ameliyat değildir.. Lezyonun büyüklüğüne göre değişmekle birlikte, bir benin lokal anestezi altında alınma süresi 5-10dk ile 30dk .arası bir süredir ve hasta bu işlem sırasında hiçbir ağrı veya acı duymaz .Operasyon sonrası da yüzde küçük bir bant ile günlük hayata hemen dönülebilir.

Lazerle ben tedavisi yapılır mı?

Cerrahi olarak ben tedavisi (ben aldırma) dışında lazer, yakma veya dondurma yöntemleri kullanılmaktadır ancak eğer benden biyopsi gerekliyse lazer tedavisi çok önerilmez.Patolojik tahlile gönderilmesi gereken şüpheli lezyonlarda ve 2-3mm den büyük benlerin olması durumunda mutlaka cerrahi olarak alınması tavsiye edilir. Patolojiye gönderilmesi gerekmeyen et beni gibi lezyonlarda veya 1-2mm lik çok küçük benlerde ise lazerle yakma yöntemi kullanılabilir.

Ben tedavisi (ben aldırma) sonrasında iz kalırmı?

Benlerin cerrahi olarak alınmasından sonra hiç kimsenin kolay kolay fark edemeyeceği, incecik bir çizgi halinde dikkat çekmeyen belli belirsiz izler kalmaktadır. Ancak benin büyüklüğü ve lokalizasyonuda kalacak izin büyüklüğü üzerinde önemli rol oynar. İşlem sonrası iyileşme sürecinde güneşten korunmak, silikonlu iz pomadları kullanmak gibi önerilere uyulduğunda neredeyse hiç iz kalmaz diyebilmekteyiz. Aslına bakarsanız yukarıda bahsettiğimiz tehlikeli benlerde zaten iz konusu en son düşünülmelidir, zira ortada hayatı tehdit edebilecek bir durum ve tıbbi bir gereklilik söz konusudur.Ameliyat sırasında estetik dişler kullanılmaktadır ve bu dikişlerle belirgin bir iz kalma olasılığı yara iyileşmesiyle ilgili özel bir durum olmadıkça son derece düşüktür.