Sayfa Başına Dön

Neden Yağ Enjeksiyonu ve Geleceği

Son bilimsel çalışmalar yağ dokusunun sadece karbonhidratların depolandığı br doku olmadığını göstermekte. Vücudun yüzeyini kaplayan deriden iç organlara kadar tüm dokuların yenilenmesi ve onarımında görev almakta. Bununda yapısında bulundurduğu yağ dokusu kök hücreleri yapmakta.

Yağ enjeksiyonları 100 yıldan fazladır uygulanmakta. Yüz ve vücut konturlarının düzenlenmesi, yaşlanmaya bağlı gelişen yağ doku atrofilerinin ve lipodistrofilerin azaltılması vb. Ancak bu geçmiş uygulamalarda probleme transfer edilen yağ dokusunun canlılığını koruması ve uygulam sonrası yağ dokusunda sık gelişen yağ nekrozları idi. 1997 yılında Dr. Coleman tekniği ile alınan yağ dokusu normal bir dolgu maddesi olarak kulanılmaya başlandı.

2000 yıllarında yağ dokusunda erişkin kök hücrelerden olan "Yağ Dokusu Kök Hücreler; Adipose stem cell (ASC)" far edildi. Son çalışmalar yağ dokusu ile birlikte bu kök hücreleri üzerine odaklanıldı. Bu kök hücrelerinin bulunması ve bu hücreler üzerindeki geliştirici çalışmalar yağ dokusunun yenileyici yeteneğinide kullanma fırsatını sağladı. ASC hücreleri yağ dokusu içerisinde dokuyu besleyen damarsal yapının çevresinde yer almakta. Bu nedenle bunlara Adipose stromal stem cell-ADSC de denilmektedir. Bu kök hücreler sadece yağ dokusuna değil deri fibroblastlarına, kalp, kemik, kıkırdak hücrelerine dönüşebilmekte. Belki gelecekte 20-30 m yağ dokusu alınarak kültüre bile edilmeden myokard enfaktüsünde kullanılabilecek.

Artık yağ enjeksiyonunda ASC hücrelerini daha fazla kullanmaktayız. Bu hücrelerin ön plana çıkması ile yağ transferi "Hücresel Yağ Transferi" olarak tanımlanmaya başlandı.

PRP nin gündeme gelmesi ve doku üzerindeki etkilerinin gösterilmesinden sonra yağ transferinde yağ dokusu+ASC +PRP sinerjisi kullanılmaya başlandı.

Bu gelişmelerin dışında donor alandan yağın alınması, kullanılan enstrümanlar ve yağın enjeksiyon öncesi hazırlıkları gibi prosedürlerde de önemli gelişmeler yaşandı ve gelişmeler son hız devam etmekte. Artık büyük volümlerde yağ enjeksiyonları vücudun istenilen alanlarına rahat yapılabilmekte. Kalça ve göğüs estetiğinde yağ enjeksiyonları nerede ise protez ve implantların yerini almaya başladı. Yağ enjeksiyonları kapanmayan yara ve yanılarda başarı ile kullanılmakta.

Yağ enjeksiyonunda güzel bulgular elde edilmekte. Bunlar;

Eskiden donor alan seçimi önemli iken son çalışmalar yağ hücresi ve ASC nin donor alana göre değişmediğini gösterdiler. Ynai yağ dokusunun alınabileceği istenilen bir vücut alanı donor alan olarak kullanılabilir.

Yağ alımında lokal ve tümesent anestezide kullanılan lidokain ve adrenalinin yağ hücreleri ile ASC üzerinde olumsuz bir etkilerinin olmadığı gösterilmiştir.

Yağ alımında kullanılan liposakşın kanüllerinin fiziksel yapıları ve kullanılan sakşın yöntemleride hızla gelişti.

Yağ hücrelerinin ve ASC lerin daha fazla canlı kalabilmeleri için liposakşın kanülleri 2 mm nin üzerinde olmalı. Artık mikro ve nano yağ dokusu için özel kanüller geliştirildi.

700 mmHg daha az bir sakşın basıncı % 90 ların üzerinde yağ hücrelerin sağ kalım sağlamakta

Kalasik Coleman yöntemi; 10 mL enjektörlerin elle hafif sakşını ile Coleman kanülleri kullanılarak elde edilen yağ hücre emülsiyonlarının 300 rpm (800 g) de santrifüje edilmesini, 1ml-3ml enjektörler ve ince kanüller ile yağ enjeksiyonun yapılmasını, enjeksiyonun 0.1 ml den az mikarlarda kullanılmasını önermekte idi. Bu yöntem hızla modifiye edildi.

LipVage (Genesis Biosystems, Lewisville, TX), PureGraft (Cytori Therapeutics, San Diego, CA) ve Viafill (Lipose Corp, Maitland, FL) gibi otomasyon sistemleri kullanılmaya başlandı.

Bir diğer gelişme yağın enjeksiyonu sırasında kullanılan iğnlerin boyutları ve sitenler üzerinde oldu. Yağ enjeksiyonun kanüller ile (özellikle 2 mm nin üzerinde kanüller) kullanılmasını önerenler olduğu gibi 14, 16 ve 20 gauge iğnelerinde kullanılabileceği gösterildi.

Göğüs ve kalça gibi büyük volümlü yağ enjeksiyonları sorundu. Yüzlerce yağ doku süspansiyonunun enjeksiyonu problemli idi. Bunun için özel vidalı yada tabanca şeklinde az güç harcanan sistemler geliştirildi.

Diğer bir tartışma yağ doku süspansiyonu enjekte edildikten sonra bu dokuda neler olmakta. Yapılan çalışmalarda yağ enjeksiyonundan sonra yağ hücre süspansiyonu çevresinde kan dolaşımı desteği ile 300 mikronluk bir doku alanında hücreler canlı kalmakta. Daha derin dokularda ise beslenme yetersiz olduğu için 24 saat içerisinde yağ hücreleri ölmekte. İşte tam bu aşamada ASC hücreleri aktif hale gelerek bu ölen yağ hücrelerinde rejenrasyonu başlatmakta. 3-7 gün içerisinde bu rejenerasyon dahada olgunlaşarak devam etmekte. Aşağıda resimde bu özetlenmiştir.