Sayfa Başına Dön

Kesici Alet, Jilet, Falçata İzleri ve Tedaviler

Kişinin vücudunun dokularına bilinçli olmadan, tekralayan, ölümcül-yaşamı tehdit etmeyen zarar verme davranışı "Kasıtlı Kendine Zarar Verme-KZK"-"Deliberate Self Harm Behavior" olarak tanımlanmakta.

Bazı durumlarda kültürel olarak onaylanmış, tedavi edici(hacamat gibi), inanç-dini ritüeller ve skar dövme amaçlı deri bütünlüğünün bozulduğunu görmekteyiz. Bunların KZK lardan ayrılması gerekmekte.

Son yıllarda daha sık karşılaştığımız bu problem, özellikle ergenlik döneminde ve sıklıkla kadınlarda, kişi ve toplum yönü ile önemli bir ruh sağlığı problemidir. Genel olarak görülme sıklığı % 1 iken, ergenlik döneminde % 12 lere çıkan oranlardan bahsedilmekte. Sosyal olarak kabul edilmeyen bu davranış ülkemizde 16-20 yaş arasında başlamakta.

Kasıtlı olarak kendine zarar verme davranışı major, stereotipik, kompulsif ve dürtüsel kendine zarar verme şeklinde dört gruba ayırmıştır. Kesici bir cisim ile vücudun bir alanına tekrarlayan yaralar açılması "Dürtüsel kendine zarar verme" gurubuna girmekte. Bu gurupta sinirlilik duygusunun dışa vurulması sonucunda hızlı ve kısa süreli rahatlama sağlayan bu davranışlar gözlenir. Daha detaylı bilgi için...

Kişinin kendi kendini kesici yada delici bir cisim ile yaralaması sonrasında kişiyi ve sosyal çevresini son derece rahatsız eden skar-izler kalır. Bunlar belli belirsiz küçük çizgilerden çok belirgin skarlara kadar değişmekte.

Kendisine bu şekilde zarar veren yada geçmişte vermiş olan insanlar, sosyal olumsuzluk algısı nedeni ile, sahip oldukları bu skarların başkaları tarafından fark edilmesini istemezler. Özellikle boyun, gövde, bilekler, ön kol ve bacaklarda olan yara ve izlerin saklanması oldukça zordur.

Kişiler tarafından izlerin kamufle edilmesi için kalıcı makyaj ürünleri, sargılar, aksesuarlar ve daha kapatıcı giyilerin tercih edildiğini görmekteyiz.

Geçici yada kalıcı dövmeler bu izlerin kapatılmasında kullanılabilmekte.

Son yıllarda psikologlarında önerdikleri bir kamuflaj yöntem görmekteyiz. Kişi izlerin olduğu alana geçici boya kalemleri ile grafikler, motifler ve şekiller çizmesi istenmeye. Bunun izlerin kapatılmasını sağladığı hemde kişinin kendisine zarar verme eyleminin tekrarını azalttığı gösterilmiştir.

Hepimizin vücudunda mutlaka akne, su çiçeği, travma, kaza, ameliyat, yanık, kesi kaynaklı bir izi vardır. Bu tüm izlere dönük olarak geniş ölçekli yapılan yaşam mutluluk indeks çalışmalarında en olumsuz sonuçlar KZK kaynaklı izler çıkmakta.

KZK Sonrası Skarlarda Yaklaşım

Bu problemlerde ilk doğru yaklaşım hastanın psikiyatri-psikolog uzmanları tarafından destek almalarının sağlanmasıdır.

Yara yeni ise iyileşme sürecinin ve skar olgunlaşma ilk aşamalarının geçmesi için mutlaka beklenilmesi gerekmektedir. Bu dönemde yara bakım protokollerinin yapılması, skar olgunlaşma sürecinde ise skar önleyici kremler yada silikon içeriklerinin kullanımı önerilmektedir.

Skarın olgunlaşma süreci sonunda hasar alanında düz, doğrusal, sıklıkla çoklu, biribirine paralel ve nadiren birbirini çaprazlayan skarlar ile karşı karşıya kalmaktayız.

Bu skarlar ince çizgilerden, deriden çökmeler oluşturan atrofik skarlara, derin kabarıklık oluşturan hipertrofik skarlara bazende keloidal yapılara kadar değişkenlik göstermekte.

Renkleri deri renginde, beyaz yada pembe olabilmekte. Bu skarlar kişiye kaşıntı, yanma ve ağrı gibi belirtiler verebilmekte.

Skarları sıklıkla ön kolda(baskın olmayan ön kolun veya el bileğinin iç kısmında) görmekteyiz.

Bu tür yara izlerinin tedavisi için çok çeşitli seçenekler görmekteyiz. Bunlar;
- sadece klinik şikayetleri azaltmaya dönük-semptomatik olarak
- skarların estetik olumsuzluklarının giderilmesine dönük olarak yapılmaktadır.
- KZK sonrası skarların tedevisi hastanın karmaşık psikolojik yapısı nedeniyle çok dikati ve hasta ile birlikte verilmelidir. Hasta ile bu yaraların psikolojik ve sosyolojik yönleri tartışılmalı, hasta yakınlarının skarları nasıl aldıkları üzerine görüşmeler yapılmalıdır. Hastanın bu aşamada alması gerek iyi bir psikolojik destek, skarların kişi üzerinde yarattığı damgalanma ve sosyal çevrenin aşağılama duyularının azaltılmasında yardımcı olmaktadır. Bu skarların bir sembolden çok kişinin bir yardım çığlığı olduğu unutulmamalıdır.

Skarlar Tedavi Edilmeli mi ?; KZK lı hastalarda bu skarlar için yapılan cerrahi müdahalelerin hastanın yapamadığı kendi kendini yaralama modeli haline gelebileceği ve potansiyel olarak medikolegal bir davranışa dönüşebileceği idea edilmekte. Hasta bu skarların sosyaojik ve psikoojik olarak üstesinden gelemeyebilir ve kendilerine yeniden zarar vermek istemezken önceki psikolojk travma ve mağduriyetlerini cerrahi bir tedavi ile ilişkilendirebilirler. Bu nedenle tedaviye başlama öncesi hastanın bu tür bir psikolojik bakışının olup olmadığı destek aldığı uzman psikiyatrist tarafından değerlendirilmelidir. Bu konuda profesyonel destek almadan, psikolojik travma ve sonuçlarının üstesinden gelemeyen hastaların bu problemleri ile sembolik olarak yaratttıları kendine zarar vermeyi bu izlerden kurtulma için yapılacak cerrahş uygulamlara yönlendirebilir. Böyle bir durumda biz doktorlar hastanın skarlarını tedavi etmekten daha çok hastanın kendini yaralama davranışının tıbbi-yasal bir parçası haline gelebiliriz.

KZK sonrası skarları olan hastalarımız sıklıkla iş, sosyal, arkadaş hatta evlilik gibi sosyal hayatlarında karşılaşabilecekleri eleştirler nedeni ile bu skarlardan kurtulmak istemekteler.

Bu hastalarda tedaviye başlama kararında Hastanın başlanan tedaviyi olumsuz yönde etkilememesi, sonuçları bozmaması ve yeni skar oluşturmaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki yara izlerinin güvenli ve başarılı bir şekilde tedavi edilmesinin önündeki engellerden biri, başlangıçta ve tekrarlanan kendine zarar vermeye yol açan altta yatan psikolojik problemlerdir. Tedaviden önce hastanın bunların üstesinden gelmiş olması ve yeni KZK ların son 6 ayda olmaması gerekmektedir. Psikolojik çalışamalarda kendi kendini yaralayanların "tamamen iyileşme" korkusu yaşayabileceği öne sürülmekte. Bu nedenle birçok hasta iyileşmiş skararı yeniden yara haline getirebilir veya sürekli olarak yeni yaralar oluşturabilir.

Hastalarda KZK izleri kişilerin psikolojik yapıları ve sosyolojik ilişkileri üzerinde 5 ana alanda etki göstermektedir. Bunlar; skarların doğasından ve görünebilirliğinden kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklık, vücudunun kendine ve başkalarına kabul edilebilirliği, sosyal ilişkiler, sorunlarla başa çıkma yöntemleri ve kendilerne olan güvenleri, duygusal huzurları.Bu hastalarda bu izlerin hem içinde bulundukları toplum tarafından nasıl algılandıkları hem de kendilerinin nasıl algıladıkları( fiziksel ve duygusal olarak damgalanma, utanç, suçluluk ve öfke gibi) çok iyi açıklanmalıdır.