Sayfa Başına Dön

Hyaluronik Asit (Hyaluran)

HA vizkoelastik özelliği, yüksek su tutuma yeteneği, yüksek biyolojik uyumluluğu ve alerjik ve immünolojik reaksiyonlara neden olmaması ile eklem hastalıklarında, estetikte, göz hastalıklarında, cerrahi ve yara iyileşmelerinde daha yüksek kullanım olanakları sağlamaktadır.

Hyaluronik asit hyalos (Yunan’ca şeffaf anlamına gelmektedir.) ve uronik asit kelimelerinden türetilmiştir. İlk olarak göz sıvısından elde edilmiş ve içeriğinde yüksek oranda uronik asit içermektedir.

Hyaluronik asit ya da hyaluran normalde tüm canlıların (bitkilerde, hayvanlarda ve insanlarda) hücreler arasında doğal olarak bulunmaktadır. Derimizde dermis dokusunu oluşturan temel bir ara maddedir.

Hyaluronik asit ilk olarak 1934 yılında Karl Meyer ve John Palmer tarafından, hayvan gözü vitrusundan-göz içi sıvısında izole edilmiştir. Medikal anlamda HA ilk olarak 1962 yılında izole edilmiş ve oftalmolojide kullanılmaya başlanmıştır. 2006 Amerika FDA tarafından dolgu uygulamalarında kullanımına izin verilmiştir.

Özellikle insan göbek kordonunda ml de 4 mg, synovial sıvıda yani eklem içi sıvıda 3-5 mg/ml, kanda 20-30 ng/ml, lenfatik sıvıda 1-50 mikrog/ml kadar yüksek oranda bulunmaktadır.

HA eklemlerde kıkırdak yapımının önemli bir parçasıdır. HA kıkırdak hücreleri olan kondrositleri çevreler ve su tutuma potansiyeli ile eklemlere basınca karşı direnç vermektedir. Yaşla birlikte eklemlerde HA azalmaktadır.

70 kg bir insanda vücutta toplam 15 gr HA bulunur. Epidermiste HA konsantrasyonu 15 µg/gr, dermiste 740 µg/gr’dır. Vücutta HA in yaklaşık olarak 5 gr her gün parçalanıp yenisi sentezlenmektedir.

HA cilde dolgunluk, parlaklık ve pürüzsüzlük kazandıran glikozaminoglikanlar-GAG ailesinden sürekli kedisini molleküler yapısı ile tekrarlayan polisakkarit yani doğal şeker yapısında bir bağ doku elemanıdır. Diğer GAG lar; chondroitin, chondroitin 4 sülfate, chondroitin 6 sülfate, dermaten sufate, heparin, heparin sulfate vb. GAG larda olduğu gibi HA deride keratinositler ve fibroblastlar tarafından yapılmaktadır. Deride bağ dokusu olarak kollajen ve elastin lif kümeleri ve bunların arasında su tutan ve hacim yaratan HA molekülleri bulunmaktadır. Deriye ve dokulara yapısal destek ve hücresel koruma sağlar. Hücreler arası motilite ve haberleşmeye imkan tanır.

HA seviyesi doku hasar sonrası dokunun iyileşme aşamasında da yükselmektedir. Buda derinin onarımında HA rol oynadığını göstermektedir.

Dokularda hipoksi yani düşük oksijensiz ortamda da HA ve HA sentetaz aktivitesi artmaktadır.

HA deride epidermistede önemli rol üstlenmektedir. Epidermiste repitelizasyonda rol oynamaktadır. Epidermiste bazal tabakada hücre dışı matrixi oluşturmaktadır. Bu yapılanması ile serbest radikaller için kapan görevi görme dışında keratinositlerin çoğalması ve göçlerinide yönetmektedir. HA epidermisin nemli olmasını sağlamaktadır. Bunda ortamda retinoik asitlerin bulunması bu etkisini arttırmaktadır. HA derinin güneş kökeni hasarını da kontrol etmektedir.

Hyaluronat hyaluronik asit ile eşleştirilmiş bazı tanımlamaktadır. Tipik olarak vücutta fizyolojik vücut Ph koşullarında tuz fromundadır polianyonik formda olması nedeni ile hyaluronan olarakta tanımlanmaktadır.

HA deride keratinositler ve fibroblastlar tarafından yapılmaktadır. HA hücre membranındaki “hyaluronan sentetaz HAS” enzimi tarafından hücre membranındaki proteinlerden sentezlenmektedir. Omurgalılarda HAS 1, 2 ve 3 olarak 3 tanedir. Sentezlenen HA ABC transporter ile hücre dışına taşınmaktadır.

HA sentezi 4-methylumbelliferone (heparvit) ve 7-hydroxy-4-methylcoumarin deriveleri tatfaından baskılanmaktadır. HA kendi yapımınıda etkilemektedir. Düşük moleküler ağırlıktaki HA (<500kDa) dokuda HA yapımını baskılarken yüksek moleküler ağırlıklı HA (>500kDa) arttırmaktadır.

Dokuda hücre yüzeylerinde HA bağlayan proteinler bulunmaktadır. Bu bağlanma ile HA ve hücreler arası ortamda 3 boyutlu bir network yaratılmaktadır. Bu kompleks yapı hücreler ve kollajen arasında yer almakta buda dokuya mekanik bir direnç sağlamaktadır. Ayrıca HA in hidrofilik yani moleküler su tutma kapasitesinin yüksek olması bu doku desteğini daha da arttırmaktadır.

Derinin en önemli yapısını oluşturan HA doku onarımınıda düzenlemektedir. Cildimiz aşırı UVB’ye maruz kalındığında ve buna bağlı güneş yanığı ile deride inflamasyon geliştiğinde dermiste HA yapımı durmakta ve HA yıkımı artmaktadır.

Şimdiye kadar HA tanımlayan hücre resöptörleri olarak CD44, Receptor for HA-mediated motility (RHAMM) ve intercellular adhesion molecule-1 (ICAM-1) 3 adet saptanmıştır. CD44-HA birlikteliği hücrelerde hücresel birikmeye, hücresel göçe, çoğalmaya ve aktivasyona , hücre-hücre ilişkilerinde artışa ve HA hücre içerisine alınmasına neden olmaktadır.